0

Makaleler » Blog

En Gözde Tıbbi Bitkilerden birisi: ÇÖREK OTU

Böreğimizin, ekmeğimizin, poğaçamızın vazgeçilmezi çörek otu, artık sadece yiyeceklerde lezzet arttırıcı olarak değil aynı zamanda mutfaklarımızda sağlık içinde bulunuyor. Son yıllarda insan sağlığına yararlı etkisinden dolayı kullanımı artmıştır ve herkes bu yağa yönelmiştir. Eminönü’ndeki aktarlarda hatta kendi mahallemizin aktarların da bile bu aralar sürekli aynı yazıyı görüyoruz; “Çörek otu yağı gelmiştir”. Peki ne bu çörek otu yağı, neden yıllardır piyasada ve ne işe yarıyor? İşte sürekli gördüğümüz bu yağa bir de biz yakından bakıp tanıyalım.

devamı için tıklayın

Antioksidan Nedir? Antioksidanın Önemi ve Faydaları

Bu aralar televizyonda, gazetelerin sağlık köşelerinde, sosyal medyada bir meyve yada sebze tanıtılırken genellikle antioksidan özelliği olup olmaması vurgulanıyor. Hatta neredeyse sadece antioksidan özelliği olan meyveler ve sebzeler anlatılıyor. Peki sürekli duyduğumuz antioksidan ne demek ve faydaları insan sağlığına neler ve hangi meyve ve sebzelerde bulunur? Şimdi bu soruların cevabına yakından bakalım. Antioksidan nedir? Antioksidanlar, gıdamızda doğal olarak bulunan ve fizyolojik sistemin oksidatif stresini önleyen veya azaltabilen kimyasal maddeler sınıfıdır. Vücut düzenli oksijen kullanımı nedeniyle sürekli serbest radikal üretir. Bu serbest radikaller vücuttaki hücre hasarından sorumludur ve kalp hastalığı, diyabet ve kanser gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunur. Serbest radikal temizleyicileri olan antioksidanlar, bu radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemede ve onarmada yardımcı olur.

devamı için tıklayın

Mucizevi Şifa Kaynağı: Sarımsak

Çocukluğumuzun ünlü tekerlemesi ‘Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak yoksa sarımsaklamadan mı saklasak?’’nden tutun da hayatımızın içinde ve hatta neredeyse her yemeğimizde olan muhteşem bir gıda; sarımsak. Girdiği her yemeğe ve mezeye yakışmasının yanında son yıllarda özellikle insan sağlığına yararları sayesinde de çok konuşuluyor. Şimdi bu her yemeğe ve mezeye çok yakışan sarımsağa bir de yakından tanıyalım ve insan sağlığına ne gibi yararları olduğuna bakalım. Sarımsak bitkisi Sarımsak (Allium sativum L.) dünyanın farklı yerlerinde gıda maddesi, baharat ve ilaç niyetine kullanılmış soğanlı bir bitkidir. Tıbbi amaçlarla kullanımı nesilden nesile geçen geleneksel deneyime dayanır. Çeşitli disiplinlerden araştırmacılar şimdi sarımsağın insan sağlığı üzerindeki etkilerini keşfetmeye yönelik çabalamaktadırlar. Araştırmacılar arasında, özellikle de tıp mesleğinde olanlar arasında sarımsağa ilginin nedeni, sarımsağın minimal toksisitesi ve geniş spektrumlu faydalı etkiye sahip olmasından kaynaklanmıştır.

devamı için tıklayın

Kısa Bir Zencefil Kılavuzu: İçinde Ne Bulunur, Nelere Faydalıdır ve Daha Fazlası

Zencefil, yapraklı sapları ve sarımsı yeşil çiçekleri olan bir bitkidir. Zencefil baharatı ise bitkinin köklerinden gelir. Sadece yemeklere lezzet katmakla kalmaz, besin değeri de oldukça yüksektir. Zencefil taze olarak yenilebilir, kurutulabilir ve baharat olarak saklanabilir. Kozmetik endüstrisinde sabun ve güzellik ürünlerinde koku olarak kullanılan zencefil kökünde, yüzde 2 oranında uçucu yağ vardır. B2, B3, B6 ve C vitamini, demir, potasyum, magnezyum bakımından zengin olan zencefilin 1 yemek kaşığında 4,8 kalori, 0.12 gram lif, 0.11 gram protein, 0.1 gram şeker bulunur. Sağlıklı bir diyetin parçası olarak tüketildiğinde, güvenli ve besleyici bir besin olarak kabul edilir. Zencefil, Çin, Japonya ve Hindistan gibi Asya’nın daha sıcak bölgelerine özgüdür. Aynı zamanda Orta Doğu’da ilaç ve gıda sektöründe kullanılmak üzere yetiştirilmektedir.

devamı için tıklayın

Detoksun Sağlığımıza Yararları

Detoks, son günlerde popülerliği inanılmaz derecede artan, bu nedenle de çok fazla bilgi kirliliğine sahip olan bir konudur. Detoks kelimesini duyduğunuzda aklınızda bir dizi şey canlanır, detoksun ne olduğu konusundaki kulaktan dolma bilgileri yok etmek ve zaman zaman vücudumuza bir mola vermenin neden önemli olduğunu gerçekten anlamak önemlidir. Detoks Nedir? Detoks diyeti, vücudun toksinlerden kurtulmasına yardımcı olabilecek yöntemlerden biridir. Elbette, insan vücudunda karaciğer, idrar, ter ve dışkı ile birçok doğal detoks yolu vardır. Karmaşık bir süreç olsa da, karaciğer toksik maddeleri etkisiz hale getirir ve sonra onları vücuttan dışarı atar. Daha fazla detoks için alınan destek ise, vücudun hayati organlarının dinlenip iyileşmesine, karaciğer fonksiyonunun desteklenmesine ve arttırılmasına yardımcı olur ve vücut için önemli olan mikro besinlerin miktarını artırır. Detoks diyetleri çoğu zaman taze sıkılmış meyve suyu veya su tüketme ile ya da düzenli olarak düzgün beslenmeyle takip edilmesine rağmen, birçok farklı formda olabilir. Bunlar, doğal takviyeler, yoğurtlu meyveli içecekler, bitki çayları gibi arınmayı teşvik eden diğer yöntemleri de içerir.

devamı için tıklayın

Kuruntu Yapmaktan Bir Adım Ötesi: Anksiyete

Anksiyete; kaygı, korku, endişe veya huzursuzluk hissidir. Strese bir tepki olarak meydana geldiği gibi, karşılaştıkları önemli stres faktörlerini tanımlayamayan insanlarda da ortaya çıkabilir. Ancak, stres ve kaygı her zaman kötü değildir. Kısa vadede, bir zorluğun veya tehlikeli durumun üstesinden gelmenize yardımcı olabilirler.

devamı için tıklayın

Soğuk Sıkım Sadece Geçici Bir Trend mi, Yoksa Gerçekten Sağlıklı Bir Yöntem midir?

İster sağlıklı beslenme uzmanı, isterseniz de antioksidan gıdalar arayan ve spor salonlarının yollarını aşındırmış biri olun, soğuk sıkım içecekleri duymuş hatta denemiş olma ihtimaliniz çok yüksektir. Bu yeni trend, sağlıklı beslenmek için meyve veya yeşillikleri hızlı ve içilebilir bir şekilde temin etmek isteyen insanların çoktan dikkatini çekmiş, şişelenmiş soğuk sıkım içecekler market raflarında yerlerini almışlardır. Soğuk presleme sadece meyve suları ile sınırlı değildir; eğer yüksek kaliteli organik gıdaları tercih ediyorsanız, yağlardan bebek mamalarına, protein barlardan köpek mamalarına kadar soğuk sıkım yöntemi ile üretilmiş pek çok gıda mevcuttur. Peki neden meyve-sebzelerimizi bu şekilde sıvılaştırıyoruz?

devamı için tıklayın

Zeytinyağının Yok Sayılamayacak Sağlık Faydaları

Halk arasında, hala yağ tüketiminin sağlığa kötü etkileri olduğunu düşünmektedir. Aksine, bazı yağlar günlük beslenme için çok önemlidir ve eğer yeterli miktarlarda alınmazsa hoş olmayan sağlık sorunlarıyla karşılaşılabilir. Hindistancevizi, avokado, kabak çekirdeği bilimsel araştırmalarla da destekli olan sağlıklı yağ kaynakları arasında bulunurlar. Ayrıca zeytinyağı da yağ tüketimi için mükemmel bir seçim olarak lanse edilmiştir. Zeytinyağı, zeytinden elde edilen doğal bir yağdır. Tekli doymamış yağ asitleri bakımından zengindir, ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege bölgesinde sofraların vazgeçilmez bir parçasıdır. Zeytinyağında bulunan tekli doymamış yağ asitleri; doymuş yağlar ve trans yağların aksine sağlıklı bir diyet yağı olarak kabul edilir. Yapılan araştırmalar, Akdeniz bölgesindeki ülkelerde yaşayan insanların, Kuzey Amerikalılar ve Kuzey Avrupalılara kıyasla daha uzun ömre sahip olduklarını ve kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve felç risklerinin daha düşük olduğunu göstermiştir.

devamı için tıklayın

Selim Prostat Rahatsızlıkları

Elli yaş ve üstündeki her erkeğin aşina olduğu bir konu vardır; prostat rahatsızlıkları. Şimdi hepimizi yakından ilgilendiren bu konuya yakından bakalım. Prostat tüm erkeklerde bulunur ve ceviz büyüklüğünde bir bezdir. Genel olarak prostat rahatsızlıkları; prostatit ve iyi huylu prostat büyümesidir. İyi Huylu Prostat Hiperplazisi Histolojik olarak stroma ve prostat bezlerinde hiperplazi olarak tanımlanan iyi huylu prostat hiperplazisi (BPH), 50 yaşından sonra erkeklerde sık görülen bir selim doku büyümesidir. Alt idrar yolu semptomları ve mesane çıkışı tıkanıklığı ile karakterizedir. Alt idrar yolu septomları birkaç hastalıktan kaynaklanır, ancak iyi huylu prostat genişlemesinin önde gelen nedenidir ve 50 yaşın üzerindeki erkeklerin %50’sinden fazlasının, genişletilmiş bir prostat bezine ikincil alt idarar yolu septomları yaşadığına inanılmaktadır [1].

devamı için tıklayın

Hem Cildimize Hem Sağlığımıza Yararlı Olan Lezzet : Badem

Badem hayatımızın içinde çok fazla bulunur. Acıbadem kurabiyesi, badem şekeri, bademli kurabiyeler ve kekler, badem sütleri ve hatta bademli güzellik ürünleri bunlardan bazılarıdır. Ama hepsinden de öte badem ara öğün olarak en çok tavsiye edilen yiyeceklerden biridir. Şimdi hem cildimize hem de sağlığımıza yararı olan lezzetli yiyeceğe yakından bakalım. Badem meyvesi Badem meyvesi, üç veya doğru dört kısımdan oluşur: bunlar çekirdek veya tohum kabuğu, orta kabuk, dış yeşil kabuk kılıfı veya badem gövdesi ve kahverengi et veya tohum kabuğunun derisi olarak bilinen ince deri gibi bir tabakadır. Badem meyvesinin besinsel önemi, çekirdeği ile ilgilidir. Kabuklar ve kabuklar gibi meyvelerin diğer kısımları da hayvan yemi veya yakıt olarak kullanılmıştır. Geçtiğimiz yıllarda, farklı fenolik bileşikler, badem çekirdeği ekstresi ve derisi, kabuğu ve kabuğunda badem yan ürünleri olarak tanımlanmıştır. Bu katkıda, bademde ve yan ürünlerinde bulunan çeşitli fenolik bileşikler, bunların antioksidan özellikleri ve doğal diyet antioksidanları olarak kullanılması muhtemeldir [1].

devamı için tıklayın

Yüksek Antioksidan Değerlerine Sahip: Biberiye

Biberiye Nedir, Biberiye Yağının Kullanımı, Sağlığa Yararları ve Daha Fazlası Biberiye yağı, aynı isimdeki biberiye bitkisinden elde edilen esansiyel bir yağdır. Biberiye (Rosmarinus officinalis), bir Akdeniz otu olarak Akdeniz bölgesinde çok popülerdir. Pek çok yemek biberiye yağı ve taze yaprakları ile pişirilir. Biberiye esansiyel yağı, bitkinin yapraklarından elde edilir. Bu çalı bitkisi; fesleğen, lavanta, nane ve adaçayı içeren nane ailesine aittir. Biberiye otu, eski zamanlardan beri çeşitli amaçlar için yaygın olarak kullanılmaktadır. Romalılar biberiye bitkisine özel olarak önem vermiş ve dini törenlerde sıkça kullanmıştır. Ayrıca düğün törenlerinde, yemeklerde, kozmetik ürünlerde ve tıbbi bitkisel ürünlerde kullanılmıştır. Biberiye bitkisi ve ekstreleri, eski Mısır medeniyeti tarafından tütsü olarak kullanılmıştır.

devamı için tıklayın

Günlük Hayatın Zorluklarına Karşı En Güçlü Silahımız: Gülümsemek

Kahkaha, anatomik ve fizyolojik olarak tüm vücudun bir çabası sonucu ortaya çıkar. Beynin sol tarafı yapılan espride kullanılan kelimeleri anlamlandırırken, sağ tarafı şakayı ve neden komik olduğunu anlamamızı sağlamak için kelime yapısını analiz eder. Sonrasında ön lob, sosyal ve duygusal bir tepki için devreye girer. Kahkahaların gözle görülen dış etkilerinde 15’ten fazla yüz kası etkilidir.

devamı için tıklayın

Son Yıllarda Antidepresan İlaç Kullanımının Artması

Antidepresanlar, uykusuzluk, iştahsızlık gibi problemlerin yanı sıra depresyon, anksiyete bozuklukları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olabilecek ilaçlardır. Bu ilaçlar; ruh halindeki ve davranışlardaki değişikliklerden sorumlu olan beyindeki sinir ileticilerinin kimyasal dengesizliklerini düzeltmeyi hedeflerler. Majör depresyon; bir ilişkinin sonra ermesi, sevilen birinin ölmesi ya da bir işi kaybetme gibi olaylarla tetiklenebilecek devam eden ve günlük hayatı oldukça etkileyen büyük çüküntü, bitkinlik ve ilgisizlik hali olarak kısaca özetlenebilir. Majör depresyon ya da melankoliyi tedavi etmenin yaygın yolları psikoterapi ve antidepresan ilaç kullanımıdır. Bununla birlikte, küçük çaptaki depresyonlarda hastalar başlangıçta herhangi bir ilaç almazlarsa, uzun vadede daha iyi durumda olabilecekleri öne sürülmektedir. Antidepresanlar ilk kez 1950’lerde geliştirilmiş, kullanımları son 20 yılda giderek daha yaygın hale gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresif bozukluğa sahip olan kişi sayısı 300 milyonun üzerindeyken, 250 milyondan fazla kişide de kaygı bozuklukları mevcuttur. Bu iki hastalığın neden olduğu üretkenlik kaybının dünya ekonomisine olan maliyeti ise 1 trilyon dolardan fazladır. Kadınların antidepresan kullanma ihtimalinin erkeklerden 2,5 kat daha fazla olduğu da belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre ise yılda yaklaşık 9 milyon kişi, ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvuruyor. Son 5 yılda antidepresan ilaç kullanımı yüzde 27’ye yakın artmıştır.

devamı için tıklayın

Sofralarımızdan Eksik Etmediğimiz Yağları Tüketmenin Önemi

Yağlar, günlük diyetimizin vazgeçilmez parçalarından biridir. Yağları yiyip-içmekle kalmayıp, cildimizi nemlendirmek, saç diplerimize masaj yapmak ve bazı hastalıkları tedavi etmek için de kullanmaktayız. Vücudumuzun sağlıklı gelişimine yardımcı olabilecek pek çok farklı türde yağ ve her birinin kendine özgü birtakım özellikleri vardır. Amerikan Kalp Birliği’ne göre margarin benzeri hidrojenize edilmiş bitkisel yağlar, kanser, kalp hastalığı, hatta felce sebep olabilirken; zeytinyağı, hindistancevizi yağı gibi yağlar kalp hastalığı ve diyabet risklerinin azalmasında yardımcı olabilmektedir. Yağlardan en iyi verimi alabilmek için, herhangi bir kimyasal madde kullanılmadan elde edilmiş olanları satın almanın ve tüketmenin önemi yüksektir.

devamı için tıklayın

Son günlerde en çok duyduğumuz beslenme tarzları: Vejeteryan / Vegan

Günümüzde sıklıkla duyduğumuz bir beslenme tarzı haline geldi vejetaryen beslenme. Vejetaryen ve vegan restoranlar açılmaya veya menülere bu tip seçenekler eklenmeye başladığını görüyoruz. Çevremizde vejetaryen, vegan veya pesketaryenim diyenleri eskiye göre daha sık duyuyoruz. Peki bu tanımlar ne anlama geliyor? Vejetaryen beslenme en basit haliyle hayvan eti tüketilmemesine dayalıdır. Bunun altında yatan sebep ise hayvanların insanların gereksinimleri için kullanılması ve öldürülmesi denilebilir. Ancak vejetaryen beslenmenin bireylerin kendi görüşlerine göre de değişkenlik gösterebilen alt tipleri ve yaşam tarzına yansıyan yönleri bulunmaktadır. Genel anlamda vejetaryenler hayvan eti yani dana, koyun, tavuk, balık tüketmez ancak hayvansal ürünleri yani süt, yumurta, peynir ve bal tüketirler. Pesketaryen kelimesinin kökü ‘pesce’ latince balık anlamına gelmektedir. Kırmızı et veya tavuk tüketmezken vejetaryenlerden farklı olarak balık tüketirler. Lactoovo (süt ve yumurta), lacto (süt) ve ovo (yumurta) vejetaryenler ise hayvansal olarak sadece süt ve/veya yumurta tüketirler.

devamı için tıklayın

Kaliteli Yaşam ile Beyin Sağlığı İlişkisi

Her beyin yıllar içerinde değişir, bununla birlikte beynin zihinsel fonksiyonları da değişmektedir. Bunama çok yaygın ve korkulan sonuçlardan biri iken diğer bilişsel rahatsızlıklar kaçınılmaz bir son değillerdir. Sağlıklı bir beyin; sadece hafıza, zihinsel berraklık ve daha iyi sağlık için gerekli görevleri geliştirmeye yardımcı olmaz, aynı zamanda Alzheimer gibi hastalık riskini de azaltabilir. Beyninizdeki sinir hücreleri yaşlandıkça azaldıklarından, beyni aktif tutmak çok önemlidir. Bağışıklık sisteminizin daimi sağlığı için daimi beyin sağlığına ihtiyacınız vardır. Fonksiyonel tıp, zayıf bağışıklık sistemi gibi sağlık sorunlarının nedenlerini maskelemek yerine altında yatan mekanizmalarla ilgilenmektedir. Bu nedenle de beyniniz, bağışıklık sisteminizdeki en büyük aktörlerden biridir.

devamı için tıklayın

Kardiyovasküler Hastalıklarda Antioksidanlar

Bugüne kadar gerek televizyon reklamlarında olsun gerekse okul kitaplarında olsun bize hep aynı şeyi söylediler “Kalbinizi koruyun.”. Değişen günlük koşullar, vakit bulamadığımız için yediğimiz fast food ürünleri, yediğimiz yağlı yiyecekler, sağlıklı yaşam stillerinden uzak yaşamak, yaşımız artıkça artan stres seviyelerimiz bunların hepsi kalbimizin birer düşmanıdır. Peki kalp nasıl korunur, kalbimizi nasıl korumalıyız? Kalbi korumak zor mu ? Kalbimizi korumaya almak sadece günlük diyetimize ekleyebileceğimiz birkaç ürünle çok mu basit? Gelin şimdi hep birlikte bu sorunların cevabını arayalım.

devamı için tıklayın

Antioksidanlar Günlük Yaşamın Kargaşasında Bizi Nasıl Sağlıklı Tutarlar?

Vücudunuzda gerçekleşen bazı olaylar sonucu ortaya çıkan ve pek çok hasara sebep olabilen partiküllere serbest radikaller denir. Antioksidanlar ise, vücutta doğal olarak bulunan, ayrıca dışarıdan da alınabilen ve vücudunuzdaki hücreleri; sigara içme, çevre kirliliği, radyasyon vb. pek çok sebepten dolayı ortaya çıkabilecek serbest radikallerin hasarlarına maruz kalmaktan korumaya destek olan maddelerdir. Antioksidanların varlığı tüm canlıların sağlığı için çok önemlidir. Çünkü serbest radikaller kontrol edilmezlerse, çok çeşitli rahatsızlıklara ve kronik hastalıklara neden olabilirler. Yaşlanmayı hızlandırırlar ve kanser, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, katarakt gibi 60’ın üzerinde hastalıkla ilişkilendirilmişlerdir. Serbest radikallerin bazen DNA düzeyinde zararları olsa da yararları da mevcuttur: bakterileri yok etmek, genleri aktive etmek, karaciğer detoksuna yardımcı olmak, kan damarı gevşemesini sağlamak gibi.

devamı için tıklayın

Beyninizi, Kalbinizi ve Cildinizi Gençleştirin: Uyku Vücudumuzu Nasıl Tamir Eder?

Uyku, insan hayatının önemli bir bileşenidir. Neden yediğimizi, içtiğimizi, nefes aldığımızı biliyoruz ancak neden düzenli uykunun öneminin yeterince farkında değiliz. Uyuma eyleminin amacı, genel haliyle vücudu dinlendirme olarak açıklanırken; bu açıklama, asırlardır hayatımızın büyük bir kısmını hareketsiz, bilinçsiz ve savunmasız olarak geçirdiğimiz bu durumu tam olarak karşılayamaz.

devamı için tıklayın

Sadece Sağlıklı Bir Fizyolojik Dönüşüm: Menapoz

Her kadının başına gelecek olan menopoz hayatımızın bir gerçeğidir. Menopozdan kaçmak yada menapoza girmemek gibi bir durum söz konusu değildir. Yıllarca bize kadınlarımıza menapoz sanki kötü bir sağlık sorunuymuş gibi gösterildi. Oysaki menopoz her kadında görülen gayet sağlıklı bir durumdur. Herkes için hem semptomları, meydana geldiği yaş ve menopoz süresi farklılık gösterir. Şimdi hayatımızın gerçeğine birlikte yakından bakalım.

devamı için tıklayın

Dersimiz Limon: Yağı, Bileşikleri ve Daha Fazlası

“L-askorbik” asit olarak da bilinen C vitamini, bazı gıdalarda doğal olarak bulunan, besin takviyesi olarak da alınabilen ve suda çözülebilen bir vitamindir. Pek çok hayvanın aksine, biz insanlar, C vitaminini sentezleyemediğimiz için diyetimizde bulunması gereken temel bileşenlerden biridir [1]. C vitamini; kollajen, L-karnitin ve bazı nörotransmiterlerin biyosentezi yani sinirsel sinyallerin iletimini sağlayan kimyasalların üretimi için gereklidir. C vitamini ayrıca protein metabolizmasında rol oynar [2]. Meyveler, özellikle narenciye, meyve suları ve pek çok sebze mükemmel C vitamini kaynaklarıdır. Bilimsel olarak Citrus limonu olarak bilinen limonlar, dünyanın en popüler narenciye meyveleri arasındadır. Genellikle bütün meyve olarak tüketilmezler. Bunun yerine, yemeklerle süslendikleri gibi küçük dilimler halinde yenilirler ve meyve suyu sık sık ekşi bir lezzet sağlamak için kullanılır.

devamı için tıklayın

Yağ Asitleri ve Kardiyovasküler Hastalıklar

Vücudumuzda neredeyse her organdan iki tane var; iki böbreğimiz var, iki gözümüz var, iki akciğerimiz var ama sadece bir tane kalbimiz var. Peki bu bir tanecik organımızı nasıl koruyoruz? Belki de asıl soru şu olmalı koruyabiliyor muyuz ? Stresten, sigaradan uzak durmak, bol bol egzersiz yapmak herkesin bildiği bir gerçek. Peki diyetimize, yediklerimize içtiklerimize yeteri kadar özen gösteriyor muyuz ? Çoğumuzun cevabı hem evet hem de hayır. Belki birkaç gün yediklerimize dikkat ediyorsak birkaç gün yediklerimize dikkat etmiyoruz. Oysa belki de dikkat edilmesi en kolay yollardan biri yediklerimize içtiklerimize dikkat etmektir. Şimdi gelin kardiyovasküler hastalıklarla yağ asitleri arasındaki ilişkiyi birlikte inceleyelim. Yağ asitleri, doymamışlık derecelerine veya “hayvansal yağ” veya “bitkisel yağ” olup olmadıklarına göre “iyi” veya “kötü” gruplara ayrılmıştır. Bugün, yağ asitlerinin etkilerinin karmaşık olduğu ve molekül yapısına göre büyük ölçüde değiştiği görülmektedir. Tartışmalar, omega-6 çoklu doymamış yağ asitlerini çevrelemektedir; çünkü kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol seviyelerini düşürmelerine rağmen, aşırı alımların kardiyovasküler fayda ile ilişkili olduğu görülmemektedir. Omega-3 yağ asitlerinin kardiyovasküler koruyucu etkiler sergilediği bilinmektedir [1].

devamı için tıklayın

Kemik Sağlığı

Bütün insanlar doğar, büyür ve yaşlanır. Bu süreçte vücudumuza ne kadar dikkat edersek yaşlılığımızı o kadar daha iyi geçiririz. Hepimizin ailesinde mutlaka yaşlı insanlar vardır. Hepimizin en çok korktuğu şey; bu yaşlı akrabalarımızın herhangi bir kemiğinin kırılmasıdır. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; yaşlı bir insanın kemiği kırıldığında zor iyileşir. Peki yaşlanınca biz aynı şeyleri yaşamamak için neler yapmalıyız ? Bugünden alacağımız önlemler bize yardımcı olacak mı ? Gelin bu soruların cevabına yakından bakalım.

devamı için tıklayın

Hint Mutfağından Mutfağımıza; ZERDEÇAL

Hint mutfağına özgü bir baharat karışımı olan köriyi hepimiz yemeklerimizde tatlandırıcı olarak kullanıyoruz. Hint mutfağından mutfaklarımıza giren bu baharat karışıma rengini veren ve temel malzemelerinden biri zerdeçaldır. Zerdeçal ise özellikle son zamanlarda sağlığımıza faydalı etkileri nedeniyle bir yaygınca tüketilmeye başlamıştır. Peki herkesin insan sağlığına faydalarını konuştuğu, her aktarda hem toz hali bulunan hem de kök hali bulunan bu zerdeçal nedir ve gerçekten insan sağlığına faydalı mıdır ? Şimdi bu sorulara biz de yakından bakalım. Zerdeçal, dünyanın tropikal ve subtropikal bölgelerine dağılmış bir bitkidir. Yaygın olarak Çin ve Hindistan olmak üzere Asya ülkelerinde yetiştirilmektedir. Zerdeçal, özellikle Doğu halkı ve tüm dünyada önemli bir baharattır. Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan Hint tıbbı Ayurveda’da kanser dahil birçok farklı hastalığa karşı sıklıkla kullanıldığından geniş bir yere sahiptir. Bugün zerdeçal bilimsel olarak etkinliği en çok çalışılan doğal maddelerden biridir [1].

devamı için tıklayın

Balmumu Hakkında Bilmedikleriniz

Yeni doğmuş bebeğinizle ilgilenirken, temizlik ve yemek hazırlama ile uğraşıp, bir yandan evinizi inşa ettiğinizi, düşmanlarınızla da savaş içinde olduğunuzu düşünün. Çok stresli bir ortam değil mi? Bir bal arısı kolonisinin günlük yaşamı bu şekilde geçiyor ve ürettikleri her şey insan sağlığına fayda sağlıyor!

devamı için tıklayın

Bahar Yorgunluğunu Alt Etmek Mümkün!

Bahar, yılın en sevdiğiniz dönemi geldi çattı. Günler daha aydınlık, rüzgâr daha ılık esiyor ancak her zamankinden daha yorgun hissediyorsunuz. Peki bu yorgun ve uykulu hissetme durumunun altında yatan sebepler nelerdir? Doğanın Ritmi Ruhsal ve Bedensel Durumunuzu Sandığınızdan Çok Daha Fazla Etkiler Teknoloji ile gelişen ısıtma, soğutma, ışıklandırma ve havalandırma gibi sistemler, bu mevsimsel değişikliklerden etkilenmeyi minimuma indirgemeyi hedeflerken çok da etkili olamamaktadır. Bahar geldiğinde, kış mevsiminin hareketsiz yaşam tarzına uyum sağlamış olan vücudunuz, uzun bahar günlerinin gerektirdiği artan enerji talebi üzerine uyandırılır. Bu enerji değişikliği vücut kapasitenize ağır geldiğinde stresli, yorgun ve uykulu hissedersiniz. Ayrıca günlerin uzaması, ışığa duyarlı olarak çalışan pineal bezinin daha fazla ışığa maruz kalmasına, bu da uyku ve diğer periyodik etkinlikleri kontrol eden melatoninin daha az salgılanmasına neden olur [1].

devamı için tıklayın

Düzenli Egzersizin Sağlığa Faydaları

Egzersiz ile Kilo Verebileceğinizi Biliyorsunuz Ancak Sağlığa Faydaları Hakkında Ne Kadar Bilgiye Sahipsiniz? Sağlıklı ve güzel görünmek için cildinizi temiz tutuyor, saçlarınızı nemlendiriyor, doğru besinleri tüketiyorsunuz. Fakat bunlar sağlıklı bir yaşam tarzı için yeterli değildir. Yaşınız veya vücut şekliniz ne olursa olsun, günlük olarak egzersiz yapmalısınız. Egzersiz, kaslarınızı çalıştıran ve vücudunuzun kalori yakmasını gerektiren herhangi bir hareket olarak tanımlanır; yüzmek, koşmak, yürümek ve dans etmek gibi pek çok fiziksel aktivite türünü içerir. Aktif bir günlük yaşama sahip olmanın hem fiziksel hem de zihinsel olarak birçok sağlık yararına sahip olduğu, daha uzun yaşamanıza bile yardımcı olabileceği gösterilmiştir [1].

devamı için tıklayın

Zengin Bir Yağlı Tohum: SUSAM

Neredeyse her gün vücudumuza susam girer. Yediğimiz simitte, ekmekte, börekte, pidede ve diğer unlu mamullerin üzerinde bulunur. Susam hem yediklerimize güzel bir tat katar hem de yiyeceklerimizin görüntüsünü de güzelleştirir. Şimdi bu estetik yardımcıya bir de biz yakından bakalım. Bugün dünya, hipertansiyon, kalp krizi, astım, kanser vb. rahatsızlıklardan mustarip insan sayısında keskin bir artış görülmektedir. Sağlıkla ilgili sorunların ana nedenlerinden biri, kalitesi fiziğimize de yansıyan günlük diyetimizdir. Fiziksel sağlığımızı kesinlikle artırabilen ve hastalıkların iyileştirilmesinde yardımcı olabilecek bitkilerden elde edilen doğal yenilebilir bitkilerin bir karışımı vardır. Susam ayrıca sağlığımızı olumlu yönde etkileme potansiyeli olan bitkilerden biridir [1].

devamı için tıklayın

OBEZİTE

Kilo almak, kilo vermek ve kilomuzun sabit kalması bunlar hepimizin hayatındaki ana problemlerden biri. Değişen yaşam koşulları, iş yerindeki rekabetin artması, yaptığımız işlerin fiziksel aktivite gerektirmemesi, iş yerinde çok yorulduğumuz için spor yapamamız yada yapacak vaktimizin olmaması kilo almamıza sebep olmaktadır. Yediklerimize dikkat etmezsek durum daha da kötüye gider ve ne kilo kaybedebiliriz ne de kilomuz sabit kalır. Bunun sonucunda ise maalesef obezite yada aşırı kilo artışı kaçınılmaz olur. Hem Dünya’da hem de Türkiye’de giderek yaygınlaşan bu sağlık sorununa yakından bakalım.

devamı için tıklayın

Kanser Çalışmaları ve Doğal Yaklaşımlar

Kanser maalesef artık her yerde. Herkesin bir tanıdığı, bir akrabası, bir komşusu ya kansere yakalanmış ya da kanser yüzünden ölmüştür. Dünyada en çok ölüme yol açan hastalıkların başında olan kanserin tedavisi hem çok pahalı hem de hasta için oldukça acı vericidir. Ama artık değişen dünyada yeni teknolojilerin sayesinde, hem kanserin tedavisine daha ucuz bir şekilde izin veren hem de kanserden korunumu sağlayan, kanser ilaçlarına göre yan etkisi daha az yada hiç olmayan birçok bitkisel ürün keşfedilmiştir. Bunlardan birisi ve en önemlisi ise herkesin mucize ürün dediği Propolis’tir. Şimdi bu mucize ürünün kanser üzerine etkilerine bir de biz yakından bakalım.

devamı için tıklayın
 
Önceki | Sonraki

Alışveriş Sepetim