Kardiyovasküler Hastalıklarda Antioksidanlar

Bugüne kadar gerek televizyon reklamlarında olsun gerekse okul kitaplarında olsun bize hep aynı şeyi söylediler “Kalbinizi koruyun.”. Değişen günlük koşullar, vakit bulamadığımız için yediğimiz fast food ürünleri, yediğimiz yağlı yiyecekler, sağlıklı yaşam stillerinden uzak yaşamak, yaşımız artıkça artan stres seviyelerimiz bunların hepsi kalbimizin birer düşmanıdır. Peki kalp nasıl korunur, kalbimizi nasıl korumalıyız? Kalbi korumak zor mu ? Kalbimizi korumaya almak sadece günlük diyetimize ekleyebileceğimiz birkaç ürünle çok mu basit? Gelin şimdi hep birlikte bu sorunların cevabını arayalım.

Kardiyovasküler yani kalp-damar hastalıklarla oksidatif stres arasında büyük bir ilişki vardır.

Yapılan bazı çalışmalar diyet polifenollerinin antioksidan etkileri nedeniyle kardiyovasküler hasar riskini azalttığını ve ateroskleroza sebep olan plakların gelişimini önlediğini öne sürmüşlerdir. Antioksidan içeriği yüksek olan propolisin lipit ve lipoprotein metabolizmasını düzenlediği gösterilmiştir. Bu nedenle, zengin bir polifenol kaynağı olarak propolis, kardiyovasküler bozuklukların önlenmesi için potansiyel bir alternatif stratejiyi temsil eder [1]. Propolisin kardiyoprotektif etkilerine birkaç bileşeni aracılık eder. Flavonoidler doğal olarak oluşan antioksidanlar ve demir atılımını sağlayan moleküller olarak davranırlar [2]. 

Kafeik asit fenetil ester (CAPE), propolisin önemli bir aktif bileşenidir. Propolis >300 aktif bileşen içerir, flavonoidler, fenolik asitler, fenolik asit esterleri, terpenoidler, steroidler ve amino asitler ana bileşenler arasındadır. CAPE’nin kardiyoprotektif özellikleri, kalp kası ölümünün azaltılması, antiaritmik aktivite, kalp krizi hasar boyutunun azaltılması ve anti-oksidan özelliklere sahip olmak üzere, hücre kültürü ve hayvan çalışmalarda rapor edilmiştir. CAPE’nin kardiyoprotektif eğilimi, özellikle antioksidan özelliğinden kaynaklanmaktadır [3]. 

Halk arasında damar sertliği olarak da bilinen ateroskleroz, damar iç katmanı arter tabakasının kalınlaşması ve yağ birikmesi anlamına gelmektedir. Ateroskleroz, dünya çapında hastalık ve ölümlerin ana nedenidir. Ateroskleroz, hiperlipidemi ve lipid oksidasyonunun sonucudur ve gelişmiş ülkelerde her zaman en önemli ölüm nedenlerinden biri olmuştur. Tüm damar sistemlerinin dahil edilebileceği ve damar içinde plak oluşumu ile karakterize edilen damar iç katmanı hastalığıdır [4]. 

Doğal kaynaklardan gelen antioksidanlar, kardiyotoksisitenin korunmasında yararlı olabilir.

Fenolik asitlerin veya flavonoidlerin kimyasal özelliklerinin, fenolik hidrojenlerin hidrojen verici radikal temizleyicileri olarak temin edilebilirliği açısından, antioksidan özelliklerini öngördüğü iyi bilinmektedir. Bu nedenle zengin fenolik içeriğine sahip besinler tüketmek kalp sağlığının korunmasında faydalı olabilir [5].

REFERANSLAR

  • [1]. Daleprane, Julio & Abdalla, Dulcineia. (2013). Emerging Roles of Propolis: Antioxidant, Cardioprotective, and Antiangiogenic Actions. Evidence-based complementary and alternative medicine : eCAM. 2013. 175135. 10.1155/2013/175135.
  • [2]. Farooqui, Tahira & A. Farooqui, Akhlaq. (2010). Molecular Mechanism Underlying the Therapeutic Activities of Propolis: A Critical Review. Current Nutrition & Food Science. 6. 186-199. 10.2174/157340110792389136.
  • [3]. Pan, Defeng & Li, Dongye. (2014). Protective effect of caffeic acid phenethyl ester on myocardial injury due to anti-oxidant action. Anadolu Kardiyoloji Dergisi/The Anatolian Journal of Cardiology. 14. 10.5152/akd.2014.124317.
  • [4]. Rafieian-Kopaei M, Setorki M, Doudi M, Baradaran A, Nasri H. Atherosclerosis: process, indicators, risk factors and new hopes. Int J Prev Med. 2014;5(8):927-46.
  • [5]. Alyane, Mohamed & Wided, Kebsa & N Boussenane, H & Hassiba, Rouibah & Mesbah, Lahouel. (2008). Cardioprotective effects and mechanism of action of Polyphenols extracted from Propolis against Doxorubicin toxicity. Pakistan journal of pharmaceutical sciences. 21. 201-9.